Bu Aralar... - 5.3.2018

Kemal bu aralar iyi, babasının gitmesi bunalımını atlatmış görünüyor. Dün 1 defa tuvalete girip benim için oldukça tatmin edici bir kaka yaptı, kendime nazarım değmesin ama deli gibi mutlu oldum, helada mutluluk gözyaşları dökmek nedir, anlayamazsınız!!

Klasik Mehmet sonrası sendromu yaşıyorum. Deli gibi alışveriş yapasım var, Mehmet gidince hiç bir yere gitmeme rağmen en çok kıyafet ihtiyacı(!) hissettiğim dönem oluyor nedense. Tamamen psikolojil evet ama engel olamıyorum. Gerçi o gelince hazır geliyor çünkü onunla hiç alışveriş yapmıyorum, çünkü psikolojim gayet iyi durumda oluyor:)
Usta Ugvey ne demişti "Aldıkça azalırsın"

Kemal Eylül'e bakıp anne küçük patlıcanımız ne kadar tatlı değilmi diyor, tabi benimle iyi geçinmek beni mutlu etmek için böyle söylüyor ve tabi ki iş yarıyor.(içimin yağları eriyor) Bu sabah okula gitmek istemedi ama bunu huysuzlanmadan söyledi. Bende üslemedim fazla babaannesine götürdüm. Anne babaannem beni çok özlemiştir o yüzden gitmek istemiyorum okula, hem orada oyuncaklarımı bile toplarım dedi. Bir de arkadaşlarımı da çok özlüycem aslında filan ayak yapıyor. Arabada giderken sabah oldukça mutluydu tabi bana ne şirinlikler, ne sevimlilikler gırla...Anne seni her gün seviyorum diyor,nasıl tatlı dilli aynı babası.
Dün gece kinetik kum, banyo seansı uzayınca yatışımız 12'yi buldu. Sabahta oldukça uygulu kalktık. Böyle olmasını bekliyordum, ziyan yok.

Mehmet gideli beri evde TV ve telefon izleme saatimiz oldukça azaldı. Bu hoşuma gidiyor, bazı akşamlar hiç tv açmadan hamur,boyama ya da lego ile yatma saatimiz geliyor. Ama Kemal tv izlemesine izin vereceğim bir yere gittiğinde hiç affetmiytor, susuz kalmış misali emiyor çizgi filmleri.


Gelellim Eylül'e, Eylül'de numaralar gırla buaralar, abisini taklit ediyor birebir ama tabiki yarım yamalak yaptıkları aşırı sevimli oluyor. Bu sevme olaylarını abartmayıp Kemal'i gücendirmiyim diyorum ama Eylül buaralar aşırı tatlı yalan yok. Gel gelelim yandaki bakıştan anlaşılacağı gibi bakışlarındaki cadılık, gaddarlık beni korkutuyor.

Eylül hiçbir zaman abisi gibi bana düşkün olmadı. Buna ben de izin vermedim biraz da mizaç belki. İlk günden bu yana onun bakımını başkalarıyla paylaştım. Herşeyi ben yapıcam, kokumu duysun güven alsın diye sarmaş dolaş yaşamadım (Kemal'de böyleydi bu, ilk çocuk sendromu)


Ama Eylül'ün benimle hiç bir bağı yokmuş halleri ,benim isteklerimi kim yaparsa ben onunlayım modu beni afallatıyor.
Belki onsuz tatile gittim ve bu benim işime gayet geliyor. Ama içim de bir garip ne bileyim. Çocukları kanguru gibi cebimde taşımayı seviyorum, yalan yok. Onlar benim , en çok benim modum var bu gerçek...

Eylül güçlü biri olacak gibi hissediyorum, böyle düşünmek beni biraz yatıştırıyor.

Benim haller böyle bu ara...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lastikli Çarşaf Yapımı

İstanbul Gezmeleri-Eminönü

Kinky Curly - Zenci Kıvırcığı Saçlar